Resmi görünce aklıma “Sarı Lira Gibi Ömrümüz” adli şiir geldi. Buradaki gönlü genç gençlerimizin şiirdeki gibi olmamaları sevindirici tabiki.
Yaşamak değil beni bu telaş öldürecek
Dediği gibi şairin;
O telaşla bırakın paris yolunda
Ilık rüzgarlara taratmayı saçlarımızı
Sevdiğimizle doyasıya bir sohbet bile edemedik biz….
Gözümüz saatte söyleştik hep,
Koşuşur gibi seviştik, yarışır gibi çalıştık.
Hep yetişilecek bir yer vardı
Aranacak adamlar, yapacak işler…
Bir sonraki günün telaşı bir öncekinin tersine bulaştı,
Başkalarının hayatı bizimkini aştı.
Kör karanlıkta çalar saat sesi yerine;
Kuşluk vakti kızarmış ekmek kokusu
Veya yavuklu busesiyle uyanma düşlerini
Ha babam erteledik.
20’li yaşlardayken 30’lara kurduk saatin alarmını,
30’larımızda 40’lara,belki sonra 50’lere….
Lakin öyle yanlış kurgulanmış ki hayat,
Kuşlukta uyanma fırsatı sunduğunda size,
Artık uyku girmez oluyor gözlerinize…
Doyasıya söyleşmek,
Telaşsız sevişmek için bol zamana kavuştuğunuzda,
Söyleşecek sevişecek kimsecikler kalmıyor yanınızda..
Özenle yarına sakladığınız bir sarı lira gibi ömrünüz,
Vakti gelip sandıktan çıkardığınızda,
Bir de bakıyorsunuz ki
Tedavülden kalkmış…
Çok sevdiğim şiiri sizlerlede paylaşmak istedim. Kimsenin geç kalmaması en büyük dileğimdir…
Aşka inanmıyorum bence sevgi var sevmek var saygı var sadakat var bu ilişkilerde tek kişi var olmak tek kişi var olması var bu ilişkilerde.sevgi sadakat en başta saygı….
BayıLdım bu manzaraya 🙂
Aşk budur..
Bizden geçti , gençler ertelemeyin.