Kurak geçen bir yaz mevsimi sonrasında evimin balkonundan şehrin görüntüsünü izlerken hafif, hafif üşümeye başladığımı hissettim. Epeydir yaşamadığım bu duygu ile birden irkildim. Pırıl, pırıl gökyüzünü aydınlatan güneşin yüzü solgunlaşmaya başlamıştı. Gökyüzü ise güneşin kaybolmaya başlaması ile renklerde ki canlılığını yitirirken gri tonlarına bürünmeye başlamıştı bile. Hayret ve biraz da korku ile izlemeye başladım ani hava değişimini. Hafiften esen rüzgârın yavaş, yavaş şiddetini arttırmasıyla üşümem biraz daha arttı. İçeriden getirdiğim şalımı omuzlarıma atıp sıkıca sarıldım. Kulağıma gelen seslerin ne olduğunu daha iyi anlayabilmek için elimi dışarıya doğru uzattım. Aralıklarla düşmeye başlayan yağmur tanecikleriydi elimi ıslatan. Gözlerime inanamadım “yağmur geliyor şükürler olsun tanrıma” dediğimi iyi hatırlıyorum. Hafiften başlayıp gittikçe hızını arttıran yağmur kuraklıktan kurtulacağımızın bir müjdecisiydi. Artık irkilme zamanı değil, mutluluk zamanıydı. Bu manzaranın keyfini çıkartmalıydım. Hemen kendime bir kahve yapıp yağmurun çıkarttığı sesler arasında balkonumun bir köşesine keyifle kuruldum. Bir yandan kahvemi yudumlarken bir taraftan hasret kaldığım doyumsuz bu manzarayı seyre koyuldum.
Yazan: bugunum
malesef blye yerler pek kefilemiyor ama düynayi cok gezemekte insan oglu unuda öbmrü kisa ne yazaki
İnsan ömrü ne kadar kısa olursa olsun bu kısa zamanı en iyi şekilde değerlendirebilmek elimizde “elifsah”.
“hasan” burayı bildiğinizi yazmışsınız keşke bizimle de bu bilginizi paylaşsaydınız. Genede bize yazabilirseniz seviniriz..şimdiden teşekkürler..
arkadaşlar ben burayıbiliyom