Karanlığın Kalbi Sesizliğin rengiydi,bunaldı seherlerde, binlerce kan gölü gövdeler sergen, sen; iklimleri tadımsamadan yiten haz, çocuk tenlerde savrulup,dirilemeden nereye? .. Nereye akşamüstleri gökyüzünü avuçlayıp,katamadan sohbetlerin sımsıcak buharına bu seyirler bize reva mı, nerede sevdaların elele harmanlandığı şafaklar? Dize gelir,savrulur barut kokulu zaman, yoksa ellerin güncenin içinde, boğar zamanı,bencileyin karalar… Çığlıkların çıldırtdığı uykular kıvranıyor yatağında, söz,… Okumaya devam et Karanlığın Kalbi